Sayın Erdoğan, 28 Haziran’da “Suriye ile yeniden diplomatik ilişkileri kurmamak için bir sebep yok…..Biliyorsunuz ailece görüşmeye varana kadar sayın Esed’le geçmişte nasıl yaptıksa yeniden yapmamamız için bir sebep yok,” ifadelerini kullanmış, benzer ifadelerini tekrar etmiştir.
En son ABD’deki NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi dönüşünde Sayın Erdoğan, uçağındaki gazetecilere, Esad’la görüşmesine ilişkin görevi Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’a verdiğini belirterek, Fidan’ın muhataplarıyla görüşeceğini, yol haritasının belirleneceğini dile getirmiştir.
Bu arada; CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel, bir röportajında, “Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında arabulucu rolü üstlenebileceğini” belirtmiş ve “Ben Esad’ı masaya oturmaya ikna edebilirim. Yeter ki Erdoğan’ın böyle bir niyeti olsun. Erdoğan’ın son açıklamasından da görüyoruz ki bizim burada attığımız adımlar Erdoğan’ı da cesaretlendiriyor” sözlerini kullanmıştır.
“Esad ile görüşmeye kanat takıp gidecek Şam yolcularının dikkatine! Esad size bir sürpriz hazırladı. Sizden ne isteyecek biliyormusunuz? Erdoğan ve Erdoğan’ın Şam’a gönderdiği Özgür Özel, yanlış işler yapıyorsunuz! İhanet olur! Sakın haaa!!!” şeklinde bir paylaşım yapmıştır.
Sayın Yılmaz, son on beş gün içinde katıldığı iki televizyon programında; “…Şuanda Erdoğan’ın hiç bir stratejisi yok, Türkiye’yi dopdolu bir felakete götürüyor. Özgür Özel’de dahil. Ben Esat’la görüşmeye gideceğim. Ne diyeceksin.….Esat diyecek ki çek burdan Türk askerini, çekecek misin.…Eğer siz Türk askerini oradan çekiyorsanız hainsiniz. Çünkü bizim kanımız döküldü. Orada PKK’nın devlet yapılanmasını engelledi Türkiye….Bu devlet böyle mi yönetilir. Bu devleti Erdoğan’la, Özel’le, İmamoğlu’yla bu devleti yönetmeye kalkarsan bu olur. Bunların parası var. Bunlarda stratejik hiçbirşey yok. Devlet diye bir şey bilmiyorlar. Bunlar çıkar bilmiyorlar. Oportünist bunlar…..” şeklinde açıklamalarda bulunmuştur.
Nitekim; Sayın Yılmaz’ın öngörüsündeki haklılığı ve Sayın Erdoğan ile Sayın Özel’in öngörüsüzlüğünü Suriye Dışişleri Bakanlığı’nın 13 Temmuz 2024 tarihinde yaptığı açıklama doğrulamıştır.
Açıklamada; “Suriye’nin Türkiye ile ilişkilerinin normale dönmesinin, iki ülkenin güvenlik, emniyet ve istikrarının temeli olan 2011 öncesindeki durumun geri dönüşüne dayandığı” vurgulanmış ve “…yasadışı olarak bulunan güçlerin Suriye topraklarından çekilmesi” gerektiği ifade edilmiştir.
Türk askerlerinin Suriye’den mevcut koşullarda çekilmesinin meydanın terör gruplarına bırakılması anlamına geleceğini öngörüyoruz ve bu yönde atılacak her adımı ihanet ve hainlik olarak değerlendiriyoruz ve buradan Sayın Erdoğan’ı Türk askerini çekmeye yeltenmemesi konusunda uyarıyoruz.
Yenilik Partisi’nin öngörülerini zaman her konuda doğrulamakta olup, devletimizi bizim kadrolarımızın, yönetebilme becerisi ve kabiliyetine sahip olduğunu, Türk ulusunun giderek artan desteğiyle siyasal İslamcı zihniyetten devletimizin yönetimini ilk seçimlerde devir almaya hazır olduğumuzu, Kamuoyuna saygı ile duyururuz.
Yenilik Partisi Parti Sözcüsü
Doç.Dr. Kemal ÇİFTÇİ