Sokak Röportajı Sebebiyle Tutuklanan Dilruba Adlı Yurttaşımız

İzmir’de “Tüylü Mikrofon” adlı Youtube kanalının yaptığı sokak röportajında siyasal İslamcı iktidarın uygulamalarını eleştiren ifadeleri nedeniyle Dilruba adlı yurttaşımız, 12.08.2024 tarihinde İzmir Başsavcılığı tarafından TCK’nın 299. maddesinde yer alan ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ ve 216. maddesinde yer alan ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama’ suçu işlediği gerekçesiyle gözaltı alınmıştır. Savcılık tarafından tutuklanması talebiyle, Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’ne gönderilmiş ve Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği tarafından sevk gerekçesi doğrultusunda tutuklu yargılanmasına karar verilmiştir.

Yurttaşımızın “Tüylü Mikrofon” adlı Youtube kanalıyla yaptığı röportajda kullanmış olduğu ifadelerinde AKP Genel Başkanı ve aynı zamanda “Cumhurbaşkanı” olan Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik bir “hakaret” fiili mevcut değildir. Türkiye’de “Cumhurbaşkanı”na hakaret değil, Anayasamızın 103. maddesinde yer alan “And” metnine uymayan AKP Genel Başkanı ve aynı zamanda Cumhurbaşkanı olan Erdoğan’ın yurttaşlarımıza hakaretlerinden bahsedilmesi gerektiği düşüncesindeyiz. Bir Cumhurbaşkanı’nın ve/veya siyasal parti genel başkanının, konuşmalarında, söylem ve uygulamalarına muhalefet eden yurttaşlarıdüşmanlaştıran, eşkıya, terörist, çürük, sürtük, çapulcu, ahlaksız, adi, af edersiniz Ermeni, soysuz, İsrail dölü, cibilliyetsiz, edepsiz, yalaka, vampir, ölü sevici gibi kelimelerle itham etmesini, kendilerinden olan ve kendilerinden olmayan ayrımı yapmasını, halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmesini veya aşağılamasını doğru bulmuyoruz ve yakıştırmıyoruz.

Yine, yurttaşımızın ifadelerinde “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” suçunun da yasal şartlarının oluşmamış olduğu gün gibi ortadadır. Kullandığı ifadelerinden sonra kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlike mi ortaya çıkmıştır ya da sözleri sebebiyle kamu barışımı bozulmuştur? Bu soruların cevabı, elbetteki hayırdır. Yurttaşımız, Anayasamızın 26. maddesinde yer alan düşünce ve kanaatlerini açıklama ve yayma hakkını kullanmıştır.

Değil hukukçu, her normal zekalı insanın kavrayacağı derecede açıklıkla, yasal dayanaktan yoksun soruşturma, kovuşturma ve tutuklama kararlarından birinci derece siyasal İslamcı iktidar sorumludur.

Son zamanlarda “Instagram”a erişim engeli getirilmesi ve diğer dijital medya mecraları üzerindeki baskıların arttırılması, 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nda değişiklikler yapılmasını takiben sokak hayvanlarının vahşice öldürülmeye başlanması ve şimdide sokak röportajındaki ifadeleri sebebiyle bir yurttaşımızın tutuklanmasının esas amacı, planlı bir şekilde toplumsal muhalefete gözdağı vermek, korkutmak ve yıldırmaktır.

Yenilik Partisi olarak bizler, bu planı bozacağız ve toplumsal muhalefetin güçlü sesi olacağız. Bu beladan Türk ulusunun desteği ile kurtulacağımıza inanıyoruz.

Yasal dayanaktan yoksun bir şekilde tutuklanan yurttaşımızın yanındayız ve derhal serbest bırakılmasını, HSK’nın sorumluluğu bulunan İzmir Adliyesi’nde görevli savcı ve hakim/ler hakkında idari ve adli soruşturma başlatmasını talep ediyoruz. Kamuoyuna saygı ile duyururuz.

Doç.Dr. Kemal ÇİFTÇİ
Yenilik Partisi Parti Sözcüsü