Türkiye, 15 Temmuz 1974’de gerçekleştirilen ve Ada’nın Yunanistan’la birleştirilmesi anlamına gelen askeri darbe sonrasında, Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tesis eden antlaşmalardan Garanti Antlaşması’nda yer alan müdahale hakkına dayanarak 20 Temmuz 1974’te Kıbrıs Barış Harekatı’nı gerçekleştirmiştir.
Kıbrıs’a barış getiren 20 Temmuz Barış Harekatı’nın 50’nci yılını ve “Türk ulusunun 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı’nı kutluyoruz.
Kıbrıs Türklerinin özgürlük mücadelesinin önderleri Dr. Fazıl Küçük ve Rauf Raif Denktaş ile harekat kararını veren Başbakan Bülent Ecevit başta olmak üzere, tüm siyasal sorumluluk taşıyanlara, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Türk Mukavemet Teşkilatı mensubu şehitlerimiz ile gazilerimize Allah’tan rahmet diliyoruz ve minnet duygularımızı sunuyoruz.
Türkiye’nin Yunanistan’la savaşmayı göze alarak gerçekleştirdiği 20 Temmuz 1974 “Kıbrıs Barış Harekatı” sonrasında Kıbrıs Türk Federe Devleti 13 Şubat 1975’te, K.K.T.C ise 15 Kasım 1983’te ilan edilmiş ve böylelikle, mesele olmaktan çıkmıştır. Çözülmüş olan bir meseleye, BM nezdinde veya bir başka mekanizma ile müzakere yürütülmesi, görüşmeler yapılması ve çözüm arama yaklaşımı kesinlikle terk edilmelidir.
AKP’nin 3 Kasım 2002 genel seçimleri sonrasında iktidara gelmesi akabinde, diğer meselelerde olduğu gibi, Türkiye’nin Kıbrıs politikasında da, devlet politikasıyla ve ulusal çıkarlarımızla bağdaşmayan bir politika izlenmiştir. Annan Planı olarak bilinen ve K.K.T.C’yi ortadan kaldıracak olan planı AKP Hükümeti desteklemiş ve 24 Nisan 2004 tarihinde gidilen referandumdan, yoğun evet oyu verilmesi propagandası yaptırarak, Türk tarafından %64,9’luk bir oranla evet sonucu çıkmasını temin etmiştir. Rum tarafının ise % 75,8’lik oranla hayır demesiyle, Kıbrıs Türkleri, adeta direkten dönmüşlerdir.
Türk ulusu, AKP Hükümetinin Rauf Raif Denktaş’a karşı yaptıklarını ve Annan Planı sürecinde yaşadıklarını asla unutmamalıdır.
Kıbrıs Adası, son yıllarda deniz alanında keşfedilen zengin petrol ve doğalgaz kaynakları ile çok daha fazla gündeme gelmeye başlamış ve deniz yetki alanlarının paylaşılması konusu bir Doğu Akdeniz meselesi olarak ortaya çıkmıştır.
Yenilik Partisi’nin Kıbrıs meselesine temel yaklaşımı, meselenin ilk ortaya çıktığı dönemdeki Türk devlet politikasıyla örtüşmekte olup, K.K.T.C’nin bağımsız bir devlet olarak varlığını devam ettirmesi ve tanıtılması, Türkiye ile yakın ve stratejik işbirliği halinde deniz yetki alanlarındaki haklarının muhafaza edilmesi şeklindedir.
Yorum Formunu Göster
Yorum Formunu Gizle